Ölüm ve Hasret

Haykırıyor intiharın donuk yüzünde zaman.
Akrebin teninde filizlenen kalp atışlarım..
Damarlarımda siyaha çalan zehir misali kan..
Ciğerlerimdeki nefes düşlerim kadar yarım.
Geceye bir dert ektim, büyütüyorum içimde.
Parmak uçlarımda dumanı savrulan bir tütün..
Bilmem soğuk yutmuş şu çehrem ne biçimde,
Darmadağın bir boşlukta uzanıyorum büsbütün.
Kayıyor ayaklarımın altından köhne yollar.
Kuru bir ağacın dalları kadar yorgunum.
Nerede tanrım hasretle beklediğim yıllar?
Neden ölümün karanlığına bu denli vurgunum?..
Solgun tenimde nice ahların parıldayan izi
Ay ışığı misali geçiyor gecemin önünden.
Gördükçe ruhuma işleyen o sonsuz denizi
Simgesi yaptım ölümün, geçtim dünden, bugünden.
Bana hasret dağıtıyor sarıldığım kim varsa..
Yolculuklar doğuruyor içinde göz bebeklerim.
Bu böyle bilinsin ki, bu dünya bana darsa;
Ağır geldiği içindir şu beklediklerim.
Saramıyorum yaralarını bu acılı şehrin,
Her adımında ciğerlerimde bir sancı..
Ruhumda gezinen dağınık buğusunda zehrin
Ağlıyor hıçkırarak biçare bir yabancı.
Toz olup uçsam ya bir fırtınasıyla tanrının..
Hasret çektiğim bir başka yer de; arşı ala.
Ne faydası var irislerimden dökülen sanrının?
Bundan ötesi ölüm diyorum, ne ala!
Hasret Sohbet
Hasret Chat
Hasret Mobil Sohbet
Hasret Şiir